9 Ocak 1964 yılında aramızdan ayrıldı Halide Edip Adıvar. Tam 54 sene oldu Halide Edip’in vefatından günümüze. Bir mücadele kadınıydı o. Hem Kurtuluş Mücadelesini temsil eden bir kadın hem de kararlı, güçlü ve özgür kadın olarak tek başına büyük bir temsil keyfiyeti vardı.
Hayatı
Halide Edip önce bir kadındı. Bir eş ve bir mütefekkirdi. Bir anneydi. Bir ev hanımı bir yazardı. Öğretmen, profesör milletvekili, çavuş ve hemşireydi. Kısacası güçlü bir kadındı Halide Edip Adıvar. Bu büyük kadının hayatını kendi yazdığı iki ayrı eserde okuyoruz. Kurtuluş mücadelesi öncesi dönem ve sonrası dönem olarak: Mor Salkımlı Ev ve Türk’ün Ateşle İmtihanı.
1882’de İstanbul’da kendi tabiri ile mor salkımlı evde dünyaya geldi. Annesi verem hastalığından hayatını kaybetmiş olan bu kadın anneannesi yani kendi ifadesi ile Haminne Hanım‘ın yanında büyümüştür. Haminne Hanım Mevlevi kültür ile yetişmiş bir kadındı ve bu Halide Edip’in romanında bariz bir şekilde görünmektedir.
Halide Edip çocukluk yıllarında bir yandan dini dersler alırken bir yandan da piyano eğitimi almaktadır. Bu sanatçı ve mücadeleci kişiliğinde bu dönemin etkisi büyüktür. Halide Edip üzerinde o döneme ait başka büyük etki ise Edip Bey’in üvey annesi hayatta iken ikinci eşini almasıdır. Ömür boyu bu duruma karşı olmuştur.
Bir dönem Amerikan Kız Koleji‘nde okur. Buradan ayrılmak zorunda kalınca Evine İngiliz bir hoca eşliğinde derslerine devam eder. Halide Edip’in diğer bir hocası ise Rıza Tevfiktir. Daha sonra eğitimini tekrar döndüğü Amerikan Kız Koleji’nde sürdürür.
Meşrutiyetten çok etkilenmiş olan bu mütefekkir kadın Rıza Tevfik’in başyazarı olduğu Tanın Dergisinde “kadın” ile ilgili yazılar yazmaya başlar. 31 Mart 1909‘da adının kara listede olduğunu öğrenen Adıvar Mısır’a kaçmak zorunda kalır. İki oğlu ile beraber gittiği Mısır’dan Ekim ayında döner. Ancak dönmeden İngiltere’ye davet alır ve entelektüel bir çevre ile tanışır.
İstanbul’a dönen Halide Edip bir yandan Pedagoji üzerine yazılar yazar bir yandan Roman çalışmalarına devam eder bir yandan da İdadi’de hocalık yapar. 1910 yılında Salih Bey’in yani eşinin ikinci evlilik yapması üzerine 9 yıllık evliliğine son verir. Güçlü bir kadın olan Halide Edip “Halide Salih” imzasını terk edip baba adı olan “Halide Edip” imzasına döner.
Balkan Harbi başladığı 1912 yıllarında Türk Ocağı çevresinde entelektüel bir halkanın içinde yer alır. Ayrıca kurucusu olduğu Teali-i Nisvan Cemiyeti’nde faaliyetlerini sürdürür. Bir süre kız mektepleri müfettişliği görevini yapar. 1919 yılına kadar hayatı farklı ülkelerde eğitim faaliyetlerinde geçer.
Kurtuluş Mücadelesi
Ve İzmir işgal edilmiştir. Halide Edip’in sesi daha yüksek çıkmaya başlar ve şöyle seslenir: “‘artık muhteşem milli cinnetin bir parçası haline geldiğini ve hayatta kendisi için hiçbir şeyin önemi kalmadığım.…” Artık yeni bir safha başlamıştır hayatında. Kurtuluş için sürekli mitingler düzenler. Nihayetinde 6 Haziran 1919’da ünlü Sultan Ahmet Mitingi‘ni gerçekleştirir. İstanbul işgal edildikten sonra dayanamaz ve Anadolu’ya geçip mücadeleye aktif olarak katılır. Mustafa Kemal ile görüşmeler yapar.
Mücadelede aktif rol alır. Sakarya Cephesinde savaşır, başka cephelerde hasta bakıcılık yapar, at binmeyi öğrenir ve savaşın her alanında yer alır. Hatta Yunan İşgali’nde İzmir’e kadar gider. Bu dönemde çavuş rütbesine kadar yükselir.
Savaş Sonrası
Savaş sonrası Viyana, Paris, Londra ve bir çok ülkeye gider. Buralarda romanlarına devam eder ve İngilizce makaleler yayınlar. Bunun yanında ABD ve Hindistan’da da görev yapar. Bu dönemde profesörlük unvanını alır. 1950 yılında Demokrat Parti’den İzmir milletvekili olur. 1954’te ayrılıp İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde profesörlük görevine devam eder.
Görüldüğü üzere Halide Edip güçlü bir kadındı. Güçlü, kararlı ve özgür bir kadın. Türk kadınına en güzel örnektir aslında. Tüm bu yaşam mücadelesinin yanında bir çok eser bırakmıştır.
2 Yorum
Yorumlara kapatıldı.